"En başta öğrenemiyorsun, kendini bir yerlere koymaya çalıştığında yokluğuna düşeceğini,yaşamak için birseyler yaparken, sonuna geldiğinde ölümün Sensizlik adını aldığını. Sonra bıraktığın boşlukta dönüp dolaşıp kendine varıyorsun. Yokluğunun hatasını,varlığından sorguluyorsun. Kendine olmayışına duyduğun nefret, sende olmayan sevgiden çok olsa bile kalbini affediyorsun. Sende olmamanın zorluğuna alıştıktan sonra susuyor ve suskunluğunu büyüttükçe sen de uzaklaştığının farkına varıyorsun. Anlıyorsun ki anlatmaya çalıştığın aşk, senin başkalarına varışında terk etmenin de sonunu getiriyor. Ve her terk etme zamanla başka bir aşka dönüşüyor.."
Kayıtlar
Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Bilmezler içinde yanan ateşleri, uykusuz kaldığın geceleri. Sanırlar ki hayat hep tozpembe sana, hep mutlusun... Birsey diyemezsin yapamazsın sadece öylesine susarsın. Konuşamaz,konuşmak ister de anlatamazsın olup biteni, anlamazlar çünkü. Sadece gecenin karanlığında saatlerce güneşin doğuşunu beklersin. Bir umut taşırsın Yüreğinde yaşama dair. . Mecbursundur çünkü. Çok gençsin daha yıpratamam kendimi diye avutursun kendini. Gönlün yaşamdan koptukça sen daha çok bastırırsın içini yapma dercesine. Bilirsin insanlar acımasız. Fark etmezler olanları. Üzerler,kırarlar ve hatta parçalarlar yüreğini ama sen dur bile diyemezsin. Derin bir iz bırakacağını bile bile çocukluk der geçersin...